31 Ocak 2012 Salı

Çocuk ilaçlarındaki zararlar

Sağlık Tehditleri Yazı Dizisi
- 1 -


Gıda renklendirmede kullanılan alüminyum boyar maddesi çocukların sıvı ilaçlarında ağırlıkla kullanılıyor. Bunlar tehlikeli miktarda alüminyum ve zararlı sentetik petrokimyasallar içeriyor. Bu petrokimyasallar petrolyum, antifriz ve amonyak içeren kanserojenlerdir ve çok sayıda yan etkiye sahiplerdir. Alüminyum zehirlenmesi kısa ve uzun vadeli merkezi sinir sistemi (CNS) hasarına yol açabilmektedir. Hafıza kayıpları, otizm, epilepsi, zihin gelişimi gerilemesi ve bunama gibi.

Araştırmalar sadece 4 ppm(litrede 4 mg) alüminyumun bile kan pıhtılaşmasına yeterli olabildiğini göstermiştir. Bu ayın zamanda Alzheimer hastalığına da sebep olan etkenlerdendir ve öğrenmeyi engellemektedir. Alüminyum aynı zamanda kemik bozuklukları ve zorlamayla oluşan kırılmalara da bağlanır.

Tartarin ya da tartarik asit olarak da bilinen FD&C sarı alüminyum boyar maddesi kömür katranından elde edilen yapay bir bileşendir. Bu boyaların toksin oluşturucu olduğu bilinmektedir. Tüm bu yapay boyalar alüminyum içerir ve bu yüzden çocuklarınız kırmızı, mavi ya da yeşil bir ilaç alırken aslında hangi zehiri tüketeceklerini seçiyorlar.Pek çok kimyasal yolla renklendirilen gıda da amonyak içermektedir ve hayvan deneylerinde çeşitli kanserlere yol açtığı CSPI (Center for Science in the Public Interest) tarafından kanıtlanmştır.

Bakın FDA(Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu) bu konuda ne diyor: "Renk katkı maddeleri pek çok için önemli olan bileşenlerdir. Onları çekici, iştah açıcı ve cezbedici kılar. Renk katkıları görüş alanımızdaki ürünleri şekerli tadlar, ilaç dozajları gibi konularda tanımlamamızda da yardımcı olan bir tür kod gibi çalışırlar." Komik öyle değil mi?

Sadece 2000 yılından bu yana ABD'deki toksik gıda boyası kullanımında yüzde 55 artış vardır. Her yıl milyonlarca gram boya gıda, içecek, şeker ve ilaçlara koyulmaktadır ve FDA (ya da bizim Tarım ve Sağlık Bakanlığı) biz tüketicileri bu renkli engelden kurtarmak için hiçbir şey yapmamaktadır.

Araştırmalar çocukların 12 yaşına dek 1.5 kiloya kadar zararlı boyar madde ürünü tüketmiş olabileceğini gösteriyor. Bu konuda sabıkalı olan ürün ve markalar şunlardır: RD&C boyalı pişmiş ürünler, meşrubatlar, şekerler, kahvaltılık gevrekler, ilaçlar, evcil hayvan gıdaları, kişisel bakım ürünleri, kozmetikler, öksürük şurupları, NyQuil, Tylenol, Robitussin, Jello, jelatinler, Cheetos, Skittles, Fruity Pebbles(meyveli çakıltaşları), Marachino kirazları, sosis, Mountain Dew, Doritos, sakız ve toz içecek karışımları.
Bu konuda en titiz bölgenin de Avrupa Bölgesi olduğunu, bazı maddelerin son senelerde yasaklanmaya başlandığını da hatırlatalım. Şirketler doğal renklendirme yöntemlerine gitmek zorundalar.

Kaynak: http://thewatchers.adorraeli.com/2012/01/31/childrens-medicines-coated-with-brain-damaging-aluminum/

Yazıda adı geçen çeşitli kimyasalları şu Türkçe sayfada bulabilirsiniz: http://www.kimyaevi.org/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF7EE1F1486EE5030ECAC44E48D9FD67C0  

Çeviri ve derleme: Emre Güney
[Emre'nin Notu]
Malesef bu gibi haberler Türk basını ve internetinde pek görülemiyor. Bundan böyle benzer haberleri yabancı kaynaklardan size aktaracağım. Amacım hiçbir zaman korku ve endişe yaratmak olmadı. Ama değişim ve iyi bir gelecek öncelikle yanlışları ve saçmalıkları farkına varmak, ardından davranmakla mümkün. Bilinç ve farkındalığımızı arttırmalıyız ki düzene yenik düşmeyelim ve sistemi "insana lâyık" şekillendirelim.


"Geleceği bizler şekillendireceğiz"

Yazılarımızı çevirmen bilgisi dahil yazının tamamını ve bu siteyi kaynak göstererek paylaşabilirsiniz.

Yazar:

Araştırıp sorgulamayı seven, ruhsallık ve maneviyatı önemseyen şüpheci blog yazarı. Arayış ve yolculuğunu Türkiye'nin en samimi uyanış portalında paylaşıyor.

2 yorum:

  1. J. H. TILDEN'in "Toxemia Explained" kitabından alıntı...

    Çok eski zamanlardan beri insan hep bir kurtarıcı aramıştır; ve bir kurtarıcı aramadığı zaman da o hep bir tedavi arayışında olmuştur. İnsan paternalizme inanmaktadır. İnsan, herhangi bir şeyi elde etmek için ödediğimiz en büyük bedelin, bize verilerek ona sahip olmak olduğunu bilmeden, karşılığını vermeden bir şey elde etme arayışı içindedir.
    Kurtuluşu kabul etmek yerine, onu hak etmek daha iyidir. Bir tedaviyi satın almak, onun için dilenmek ya da çalmak yerine, hastalığı önlemek daha iyidir. Hastalık insanın kendi oluşturduğu bir şeydir ve tedaviyi satın almaktan daha büyük bir akılsızlık tedaviye inanmak cehaleti içinde kalmaktır.
    Yanlış kurtuluş ve tedavi teorileri insanı zihinsel dilenci haline getirmiştir, oysa insan, hastalıktan kendi kurtuluşunu sağlamayı başaramamış ve insanoğlunun dünya üzerindeki asırlar süren varoluşu boyunca tek bir tedaviyi keşfedememiş bir mesleğin kölesi olmak yerine, kendi kurtuluşunun belirleyicisi ve kesinlikle kendi doktoru olmalıdır.

    Çeviren: T.Kurtuluş

    YanıtlaSil
  2. butun yazilariniz icin topyan yorum yapmak istiyorum. Emeginize saglik, muthis bilgiler veriyorsunuz. Ne bicim bir dunyada yasadigimizi gordukce dehsete kapiliyor insan. Siz ve sizin gibiler insanligi uyandirma gorevini ustlenmissiniz, Allah razi olsun. Sukranlarimiz sonsuz...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.